Arka kapak yazısı

Ülkücülerin, “komünistler Moskova’ya” sloganını sıklıkla attıklarını biliyordu. Kendi de birçok defa “komünistler Moskova’ya” diye bağırmıştı. Emre’ye göre bu slogan “faşistlere ölüm” sloganı karşısında hafif kalırdı.
                                                                         ***
Ülkede kalıp sonuna kadar komünizmi savunmakta kararlıydı. Bugün, "komünistler Moskova’ya” diyen faşistlerin, günü geldiğinde saklanacak delik arayacaklarına inanıyordu.
                                                                          ***
Cemre, iki yüz metre kadar öteden saldırganları görmüş ama tanıyamamıştı. Koşar adımlarla Emre’nin yanına geldi. Elinden tutarak ayağa kalkmasına yardımcı olurken saldırganların kimler olduğunu sordu. Emre, o haldeyken bile Cemre’nin mavi gözlerine bakmaktan kendini alıkoyamadığı için soruya kulağını tıkadı.
                                                                               ***
Günlerce tek başına yarı aç yarı tok yaşadığı üç m2lik loş hücrede nerden geldiğini bilmediği çığlıkları duyması bile işkencenin alasıydı.

Önsöz

Türk Dil Kurumu sözlüğünde roman; insanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür olarak tanımlanır.

Yukarıdaki paragraf bir önceki kitabım olan Aşkın Yanık fotoğrafı adlı romanımın önsözündeki ilk paragrafla aynıdır.

Neden aynı paragraf?

Bir romanın gerçek olabileceği gibi kurmaca olabileceğini de bir kez daha vurgulamak istedim. Söğüt Ağacı ve Aşkın Yanık fotoğrafında kurmacayla gerçekleri harmanlamıştım. Her iki romanımda da gerçek olan, doğum yerim Erciş’in kültürü; kurmaca olan, karakterler ve yaşadıklarıydı. Okumakta olduğunuz Cemre ise tamamen kurmaca olmakla birlikte 1980 öncesi öğrenci olayları, 12 Eylül 1980 darbesinde sağdan soldan yüz binlerce insanın göz altına alındığı malumunuzdur.

Öğrenci olaylarının zirveye çıktığı, anne babaların, çocuğum sağ salım okulunu bitirebilecek mi kuşkusunu yaşadığı yıllarda karşıt görüşlü iki insan birbirine âşık olmuş olabilir miydi? Neden olmasın diyerek bir aşk hikâyesi kurgulamaya çalıştım. Ne kadar başarılı olduğumu siz okuyucuların taktirine sunuyorum. Bir konuyu ifade etmek isterim. Ben edebiyat bölümü mezunu değilim. İster istemez imla hatası olmuştur. Hoşgörüyle karşılayacağınızı ümit ediyorum.

Yorumlar